Yeni bir yazının daha başındayız.Mutlu okumalar.

10 Mayıs 2014 Cumartesi

YAHUDİ MANTIĞI

Şimdi size bir olay anlatcam. Geçenlerde bir kitabı okurken gördüm bu olayı ve size anlatma ihtiyacı duydum.
  Kurtuluş savaşı sırasında İzmir'de yaşanmış bu olay.Yunanlılar İzmir'i  işgal ederler.Bu sırada Türklerin dışında kalan azınlıklar Yunan askerlerine alkış tutarlar ve çok yaşa diye bağırmaya başlarlar Türklerden de sadece yaşlılar ve kadınlar kalmıştır.Mustafa adında yaşlı Müslüman bir abimiz vardır.Ve de bu durumdan çok hüzünlenmektedir.Mustafa abimizin  Mişon adlı yahudi bir komşusu vardır.Kurtuluş savaşı kazanılmış ve yunan ordusu denize sürülüyordur.Yunanların kaçışını kutlama sanan Mişon tekrar çok yaşa Yunan askeri diye bağırmaktadır.Bir süre sonra Yunanlılar çekilirler ve ellerinde Türk bayrağı olan Türk askerleri gelir.Mişon Türk bayrağını görünce olayı anlar ve çok yaşa türk askeri diye bağırır.Mustafa amca pencereden Mişona Amma döneksin. Az önce Yunan askerine çok yaşa diye bağırırken şimdi ise Türk askerine diyorsun.Doğruyu söyle hangisi çok yaşasın? der.Ve Mişon der ki : Mustafa dede sen de çok yaşa,der.
  Umarım mesajı almışsınızdır. Bu politika yahudilerin genel mantığı olmuştur.
  

6 Mayıs 2014 Salı

TARİHİ BİR DERS : ENDÜLÜS 1

Endülüs tarihi hepimiz ders alması gereken bir devletin yaşamı.İspanya'yı ele geçiren bir devlet nasıl oluyor da çok hazin bir sonla karşılaşıyor? Ne demişler: Tarihten ibret almayan geleceğe ibret olmaktır işi.Bu yüzden biz geçmişte yaşanmışlardan ders almalıyız.Eskilerin yaptığı hataya düşmemeliyiz. Neyse artık konuya girelim.  
 Endülüs , İber yarımadasında Emevilere bağlı bir devlettir.
İberya Yarımadası'nın (İspanya'nın) alınışı, ilk İslam fetihlerinin son halkasını teşkîl eder. Fetih hareketi, Emevî halîfe Velîd bin Abdülmelik'ten (hilafeti:705-715) kuzeye yönelme doğrultusunda alınan izinle başlar. Tarîf b. Mâlik komutasında 400 kişilik bir birlik, 710 yılı Temmuz ayında keşif amacıyla İspanya'nın güney kıyılarına (Tarîf'e) çıkar. Bu küçük çıkarmada önemli bir dirençle karşılaşılmayınca, Kuzey Afrika Vâlisi Musâ bin Nusayr asıl fethin hazırlıklarına girişir. Onun emriyle  Tarık bin Ziyad,  miladî 27 Nisan 711'de çoğu berberi olan ve daha sonra sayısı 12 bine çıkacak olan 7 bin kişilik ordusuyla El-Cezire  yakınlarında İspanya'ya çıkar.Tarık bin Ziyad komutasındaki ordu İspanya'ya 3 koldan daldılar ve fethettiler.Tarık bin Ziyad güçlü bir komutan olmakla birlikte aynı zamanda iyi bir hatipti.O zaman askerleriyle büyük ve etkileyici bir konuşma yaptı.Bakın konuşamaya:
  

"Arkanızda düşman gibi bir deniz, önünüzde deniz gibi bir düşman. Allah'a andolsun ki, sizin için sabır ve sadakatten başka yapacak bir şey yoktur." 
Gemi yakma hikayesi hakkında Dr. Lütfi Şeyban ise Reconquista adlı kitabında şu bilgiye yer vermektedir:
" Ülkemizde yaygın olarak inanıldığına ve kitaplarda da sıkça bahsedildiğine göre Tarık bin Ziyad İspanya kıyılarına çıktığında, askerlerinin savaştan kaçmalarını önlemek ya da geriye dönüş umutlarını kırarak onları savaşa motive etmek maksadıyla kıyıdaki gemilerini yakmıştır. Ancak bu tamamen tarihî bilgilenme hatasından kaynaklanan bir yanlışlıktır. Çünkü Fas kıyılarından İspanya’ya geçmek için kullanılan gemiler Târık’ın tasarrufunda değildir. Gemiler, İspanya’yı fethetmeleri için Müslümanları teşvik eden Vizigot kralı Witiza’nın Sebte valisi Julian’a aittir. Ayrıca Endülüs’ün fethiyle ilgili bilgileri aldığımız İslam tarihi kaynaklarının hiçbirinde böyle bir bilgiye rastlanmamaktadır. Sadece İdrisî’nin Nüzhetü’l-müştâkadlı coğrafya-tarih kitabında bu hikâye geçmektedir. Halbuki İdrisî kitabını Endülüs’ün fethinden yaklaşık 3 asır sonra kaleme almıştır ve bu haber konusunda kendisini başka hiçbir ravî desteklememektedir."
 Daha sonra Vadi Lekke'de Vizigotlarla yaptığı savaşı kazanır.Bu zaferin ardından 711 yılından İspanya'nın yarısı fethedildi. Ve Kurtuba başkent seçilir.Çok uzun bi konuya devam ediyoruz Endülüs devleti yaptığı savaşlarla Bordeux şehrine kadar ilerler.Ancak 732 Fransa ile yapılan savaşta yeniliriz ve bundan sonra Pirene dağlarını geçmeye asla yeltenmeyiz.Daha sonra iç savaşlar çıkmaya başlar ve ders almamız gereken kısım başlar .Bu iç savaşların sebebi ise kabile çatışmalarıdır.Ayrılmaya başlarlar.Emevilerin zayıflamasının ardından kabile çatışmaları artar ve tek yerden kontrol etme biter valiler dönemi başlar.Son yaklaşıyordur.Katolik papa bundan çıkar yapmaya çalışmaktadır.
 Devam edecek...