Yeni bir yazının daha başındayız.Mutlu okumalar.

18 Ocak 2014 Cumartesi

İLLUMİNATİ OYUN KARTLARI 1

İlluminati oyun kartları resimde gördüğünüz adam tarafından 1995 yılında icat edilmiştir.


 Bakın zaten adamın üzerindeki piramiti söylemiyorum bile.İşte oyun kartlarını da görünce anlarsınız ya da bu da bi tesadüf canım diyen sığırlardan olabilirsiniz.
    Neyse artık konuya dalış yapalım.bakın resimdeki oyun kartını inceleyelim.

 Terorist saldırısı diyor.(terorist nuke)Bir de orada ikiz kuleleri görüyorum sanki.Size de tanıdık gelmedi mi?Hatta Müslüman kardeşlerimize iftira atılarak yapılan 11 eylül ikiz kuleleri saldırısına benziyor.2001'de olmamışmıdı bu olay?1995 bunu nereden bilebilyorlar ki caba?Bence saldırıyı Müslümanları karalamak için kendleri yaptılar.Bakın...
  
    Yukarıdaki resme ne kadar çok benziyo yeaa.(bu konudan daha sonra bahsedeceğim)
        
       Şimdi 2. resme bakalım.
                                                       
                                              (Pentagon değil mi o yeaa?)
 Pentagon. Bunun da Türkçe’sini beklemeyin Pentagon işte anasını satıyım. Ama isminin nereden geldiğini sorarsanız,ki aranızda vardır öle meraklılar, ismi ‘pentegram’dan gelir, yani beşgen. Zira Pentagon beş tane büyük duvardan meydana gelir. Herneyse, konumuz Pentagon’un tarihi diğil. Dersi kaynatma evladım, otur yerine. Ne anlatıyodum lan ben? Hah,tamam. Atatürk 1881 yılında Selanik’te… Şaka. Evet devam edelim .
Burası Amerika’nın Savunma Bakanlığı ve Askeri Haberalma örügütü binasıdır. Amerika’nın askeri kalbidir yani. Ve bu kartta gördüğümüz üzere, bir saldırıya maruz kalmış ve alevler içinde yanıyor çocuk. Tamam, bu kart, çok cesur ve cüretkar bir hayalperest tarafından çizilmiş olabilir, doğaldır…
 Bir de gerçeğine bakalım.
   Aha Amerikanın askeri üssü pentagon değil mi la?
 Evet, gördüğünüz gibi.Bu da 11 eylül 2001.Bizim Steve geleceği iyi tahmin ediyor ya da  bunlarıı yaptıranlara çalışıyor.Şimdi başka bir resim:
               
 Bi deprem oluyor sanki.Bu bir deprem yapıcı, HAARP projesi.Bu alet deprem yapabiliyor.Bilmeyenler çok şaşırmış olabilir.Bir de gerçeğine bakalım.
 
 HAARPtan daha sonra bahsedeceğim.Şimdi özelliklerini inceleyelim.
 Örneğin mesela ; Amerikalı yetkililer HAARP hakkında şöyle bir resmi açıklama yapmışlar vakti zamanında ;
* Dünya üzerindeki petrol ve doğalgaz gibi işlerine yarayan yeraltı kaynaklarının yerlerini tespit etmek.

* Gerekli zamanlarda ABD ordusu dışındaki haberleşme kaynaklarını kesmek.

* Olası bir füze veya benzeri saldırılarda, füzeyi havada imha etmek.
Gibi cibi aristokrat ağzıyla bu ve bunun gibi açıklamalar işte. Yani benim sevgi pıtırcığı, bebek yüzlü, zayıf Amerikalılarım tamamen bir savunma aleti yapmışlar. Oy yerim ben sizi, çok seviyom biliyon mu anam.
Geçiniz.
Bir de, bu sevgi pıtırcıklarının yaptığı açıklamalara birşeyler ekleyen amcalarımız var. Örneğin mesela ; Prof. Dok. Gordon JF McDonald amcamız ne demiş biliy misiniz? Ben biliyim.
* Depremler yapabilir.

* İklimleri değiştirebilir ve kontrol altına alabilir.
* Ozon tabakası üzerinde oynama yapabilir.

* kutupları eritebilir veya kutuplar üzeinde kaymalar yaptırabilir.
Bu ve bunun gibi şeyler saydrımış McDonald Amca. Biz zaten bu aletin deprem yapabildiğini biliyoruz. Bu aletin temelini Nicola Tesla atmıştır. Bu aleti ilk yaptığı sırada, kullanılmayan evler binalar gibi büyük yapıların yıkımını kolaylaştırmak gibi amaçlar gütmüştür.
    Neyse diğer oyun kartına bakalım.[Nasıl oyunsa?]
  Bu karttaki şahıs Prenses diana'dır.
 Bir de gerçeğine bakalım.
Tıpatıp bizm Di değil mi bu.Taç,kolye,saç aynı.
Peki canlar, Princess Di kartının altında ne yazıyor biliyor musunuz?
” Prenses’in tüm saldırılara karşı beğışıklığı vardır. Sadece ”medya” dışında.”
Prenses Diana dediğimiz bu bebek yüzlü, iyi kalpli ablamız nasıl ölmüştü?
Peşlerine takılan basın ordusundan kaçmak isterken, arabasıyla kaza yaparak öldü.
”Medya”dan kaçarken doluya tutuldu yani.
  Şimdi diğer bir karta bakalım.
Epidemic salgın demektir.1995 yılında adamlar ‘salgın’ demişler. Niye demişler ki acep?
Tanıdık bir hastalık değil mi? H3N2 mişşş.. Ulan ne psikopat olmuştuk ya. Aman orda elini yıkama, şurda tuvalete girme, şunu yeme, bunu içme, şu tuvalaet kağıdını kullanma falan.
Konuyla ilgili başka bir karta bakalım.
Center for Disease Control, yanü Hastalık Kontrol Merkezi. Yaniii, bir merkez hayal edin, çeşitli hastalıklar çıkartabiliyor ve bu hastalıkları insanlara bulaştırabiliyorsunuz.
Peki sadist misin abi neden böyle birşey yapıyorsun?
Evet abi, bu adamlar gerçek anlamda sadisttir. Ve bu hastalıkları çıkartıp yaymaları için iki sebepleri var ;
1. Bu hastalıklar ölümcül. Yani bu hastalıkları yayarsan, dünya nüfusunu azaltabilirsin, yavaş yavaş tabi. Acele yok. Birden 50 milyon insan ölürse, millet bu adamların ağzına sıçar çünkü, ya da sıçıcak birilerini bulurlar. O yüzden yavaş yavaş, sindire sindire, şüphe çekmeden, çift dikiş..
2. Bunun gibi birsürü hastalık icat edersin, ve bunun bir de panzehirini icat edersin. Yani ilacını üretirsin. Senin yaptığın hastalığın ilacını senden daha iyi kim yapacak zaten. İşte bu yüzdendir ki, tüm o virüslerin ilaçları çok kısa bir süre içinde piyasaya sürüldü. Çünkü daha hastalığı yaymadan ilaçları hazırlamışlardı.
İşte bu ilaçları medya yoluyla tüm dünyaya tanıtırsın, dersin ki ”Sayın dünya, bak bu hastalığın ilacı bende var, eğer senin ülkende de böyle bir hastalık falan varsa, gel bana, çekinme sakın.”
Ve tüm dünyaya, hatta daha bu hastalığın görülmedği ülkelere bile bu ilaçları satarsın. Nolur?
Para kazanırsın. Milyonlar, milyarlarca dolar kazanırsın.
Bak bedavadan cebin para doldu hacı… Üstelik nüfusu da belli bir ölçüde azalttın.

Bu günlük bu kadar çocuklar .Devamı gelecek...

Hiç yorum yok: